Sevgili okuyucularım.

Fıkradır.

Adam yolda giderken düşmüş. Arkadan gelen yardıma koşmuş, kaldırıp ‘Geçmiş olsun’ demiş.

Düşen adam ona teşekkür etmiş:

‘Sizin bu iyiliğinize, bu yardımınıza nasıl karşılık verebilirim?’

Meğer yardıma koşan adam bir politikacıymış…

‘İlerideki seçimlerde oyunuzu bizim partiye vererek’ demiş.

Düşen adam birden bozulmuş, kaşlarını çatarak:

‘Beyefendi’ demiş.

‘Yanılıyorsunuz. Ben düşünce kıçımı yere vurdum, başımı değil!’

Bakın nereye geleceğim.

Hay Allah!..

Hatta "tüh yahu!..

Hep derim ya..

Giresun’da.

Kimin eli kimin cebinde belli değil.

Ve şimdi tam da bu konjonktürde konuşalım.

Olacağı buydu.

Niye diyeceksiniz, anlatalım.

Dün gibi.

Arşiv unutmaz.

AK Parti Giresun İl Başkanı Hasan Ali TÜTÜNCÜ, Keşap durağına dikilen saat kulesine tepki gösterdi mi?

Gösterdi.

Din istismarı ve edebiyatı adına.

Tabanın sesi namına.

Azıcık da Giresun milliyetçiliği kapanına.

En çotanak ayağına.

Tuzak misali.

Terane yani.

Din kisveli.

Çan cilalı.

Kilise masallı.

Ne diyordu TÜTÜNCÜ maşabaşından.

Basına.

Buyrun hatırlayın:

‘Giresun Belediyesi halkın gözüne sokarcasına farklı bir din ve kültürün sembolü olan metamorfoz kilisesinin anıtını dikerek insanların inanç ve maneviyatı ile alay etmiştir.’

Bitmedi.

Başkan TÜTÜNCÜ hız kesmiyor:

‘Giresun Belediyesi maalesef Giresun tarihinde görülmemiş bir ayıba daha imza atmıştır, bu ayıba imza atanları kınıyorum.’

Dedi mi?

Dedi.

Alkışşşş..

Eyvallah.

E sonra ne oldu?

Araya -ak demiyorum- hangi kara kediler girdi ki olay yumuşatıldı?

Malum şaşakaldı ahali.

Nası yani diyeceksiniz?

Olay taze.

Arada bir uğradığı Belediye Meclis’inde ne demiş TÜTÜNCÜ?

Ayni ile vakidir.

Gaipten ses mi geldi, uzaydan mesaj mı?

Haşa ama haşa..

Gökten kelam mı indi, Ankara’dan mektup mu geldi ?

Dahası.

Mail mi geldi, kırmızı hattan telefon mu?

Bilinmez.

Evet evet.

Ne dedi TÜTÜNCÜ:

‘Amacımız belediyeyi eleştirmek değil.’

Tevil edelim.

Ne şiş yansın ne kebap.

Açalım.

Demek istiyor ki başkan, amacımız bağcı dövmek değil, üzüm yemek.

Bi daha eyvallah.

İyi de sahi öyle mi?

Ne bu şimdi, ne?

Kafanızı yormayın.

Belli ki günü kurtarmak ağır bastı.

İş uzadı çünkü.

Ağzı olan tükürdü.

E sonra..

Kaba tabirle..

Sözler yalandı.

Takdiri ilahi işte.

Hoş, benim böyle,' çetrefilli ve ortaya karışık ilişki durumlarına' pek kafam basmaz.

Onun için sorguluyorum.

Onun için ‘lokal’ bir şey yazayım.

‘TÜTÜNCÜ niye yelkenleri suya indirdi’ mesala.

Yumuşadı.

Hiç uzatmayacağım.

Başa dönelim.

Israrlıyım.

Şüphedir.

Giresun’da kimin eli kimin cebinde belli değil.

Hadise budur.

Ve özet.

Allah günah yazmasın.

Emmmeeee....

Kirlenmişlik bunun adı.

Bunun soyadı, yoz siyaset.

Göbek ismi rant.

Ötesi mi dediniz?

Cevabım tek kelime:

A.Ş.

Şirket işi bu.

Adı, sanı, partisi- purtisi, adresi ve yöneticisi yok.

Aşure.

Ortaklar hem siyaseten hem ticareten çok kimlikli.

Bence..

Giresun'un ' PANAMA BELGELERİ' gibi.

Kısaca...

Abdestinden emin olmayanlar düşünsün.

Aman kimse duymasın, bilmesin.

Cümleten hayırlı (!) işler.

Pardon.

Rantlar....

Ortak.

Bakın Üç aylar da başlıyor.

Hadi bütün eller duaya.

Başlar secdeye.

Giresun görsün diye.

Cümbür cemaat camiye..

Günah çıkarmaya.

Sakın geç kalmayın.

El-alem ne der sonra.

Acele edin.

Peşin peşin...

Allah kabul etsin.

Aminnnnn...