GİRESUN'DA DA DİNDAR KIZLARIN İSYANI

07 Ağustos 2015, 20:45 Dursun ONUR

TIME YORUM (SUZ) -Kaçtır yazmak istiyordum. Malum Giresun küçük yer.
Yazamadım. Kimin elinin kimin şeyinde pardon cebinde olduğu sır.
Korktuğumdan veya sindiğimden değil ama cümle alemin bildiğini kaleme dökemedim.
Vakti zamanında Güzin Abla misali çooook dert dinledim.
Yazmak istemedim.
Laf olsun ve dile düşsün istemedim.
Gönüller eri büyük Yunus'un dediği gibi 'aşkın aldı benden beni' örneği saflık yaptık.
Sonradan bilmeceyi çözdük.
İşin aslı katran karası.
Zift..
Sonuç.
Yeri ve zamanı değildi.
Sustuk.
Dilime zincir vurdum.
Ta ki....
Fırsat bu fırsat...
DERT DE AYNI TASA DA.
İsterseniz havaya konuştuğumu düşünün.
Kimseyi adres göstermiyorum, kimseyi suçlamıyorum.
Asla ve kata.
EMMMEEE.....
Tesbite ve teşhise virgül değil, nokta koyuyorum.
Okuyun.
Hay ağzına ve kalemine sağlık desek mi acaba? Allah mı konuşturuyor netekim. Bu sözlerin altına imza atmak için müneccim mi olmak lazım haliyle?
Bu acı ve düşündürücü tesbitler ve teşhisler yalan mı?
Hele bi yakın etrafınıza bakın diyorum...
Abartı diyorsanız....
Çok uzağa gitmeye gerek yok.
En azından Giresun özelinde...
Evli bekar dindar (!) sözümona muhafazakar dindar, bekarlara bi bakın, bakalım.
Ne görüyorsununuz?
Bir ayrıntı da vereyim.
Cahiliye döneminde mübah olduğu gibi.
Konumuz değil ama MUT'a nikahı işi de var mı?
Yani...
Ücret mukabilinde belli bir süre için kadınla evlenmek gibi.
Varsa....
Rezalet mi?
Medeni kanun izin vermediği için Dini nikahlı üç- beş eş olayı da cabası mı?
Beline düşkün muhafazakar (!) erkeklerin ikinci yeya üçüncü dahası Allah'ın hakkı dörttür diyerek masum ve mağdur dindar kadınlara açtığı evler olabilir mi?
Neden olmasın.
Siz de ben de biliyorum ki sürüsüne bereket.
Gırla....
Deniyor Giresun'da.....
Hiç bir dindar bacımıza ve gardaşıma laf gelsin istemem.
Mesele başka.
Toplumsal ve sosyolojik.
Biraz da felsefi ve etik.
Tartışmayı ben başlatmadım.
Şudur olay.
Tam yeri geldi manzara koydum.
Demem o ki...
Sakın ola isim sormayın.
DEĞİL Mİ Kİ ERKEĞİN DE KADININ DA ADI YOK.
Kısaca...
Yazar haksız mi?
Neyse...
Burdan buyurun.
İlginç tartışma. Yeni Şafak gazetesinde 'dindar kızlar mutlu mu?' tartışmasına gazetenin yazarı Fatma Barbarosoğlu da katılarak "Muhafazakar erkekler her türlü tecrübeyi yaşayıp "tertemiz kızlar" istiyor" yorumunu ortaya attı.

Yeni Şafak gazetesinde bir süredir devam eden "dindar kızlar mutlu" mu tartışmasına Fatma Barbarosoğlu da katıldı. Barbarosoğlu, gazetenin bir diğer yazarı İsmail Kılıçarslan'ın aksine dindar kızların dindar erkekler yüzünden mutlu olamadığı kanaatinde.

O ACI MEKTUP

Barbarasoğlu "İsmail Kılıçarsalan, 'Neşeli dindar kızlar' diye yazmıştı. Keşke onun yazdığı gibi 'neşeli' olsa idi kızlar. Evet ne yiyelim ne içelim, ne giyelim derdiyle dertli; şairlerin seminerlerini, sohbetlerini kaçırmayan 'neşeli' kızlar var. Ama bir de dünyanın yükünü çeken 'kederli dindar kızlar' var. Bu gün sizlere bu genç kızlardan birinin mektubunu sunuyorum." diyerek dindar bir kızın mektubunu yayınladı.

Dindar erkeklerden şikayet eden mektubun kahramanı “Hz. Yusuf Kıssasını idrak etmemiş erkeklerle evlenmek istemiyoruz” derken önce erkeklerin kadınların gelişimini nasıl kısıtladığını anlattı, ardından şu ifadeleri kullandı:

MUHAFAZAKAR ERKEKLER HER TÜRLÜ TECRÜBEYİ YAŞIYOR AMA....

"Bir diğer sorun ise muhafazakâr erkeklerin ahlaki yaşayış yönünden eylem-söylem tutarsızlığı ki bu da bir Müslüman'dan beklenmeyecek bir durum. Her türlü tecrübeyi kendilerine hak görürken, evlenecekleri kızların tertemiz olmasını talep ediyorlar. Biz de onlara Kur'an'da Hz. Yusuf kıssasının niçin anlatıldığını sorup yolumuzu değiştiriyoruz.

Bizim erkeklerden abartılı romantizm, yüksek makam mevki, zenginlik, manken edasında yakışıklılık beklentimiz yok. Dünya ve ahiret saadetini birlikte kovalayabileceğimiz nitelikli, kaliteli birliktelik talebimiz var, bu talepte de haklı olduğumuzu düşünüyorum ki bu kişiler yalnız koca değil yarınları imar edecek çocuklarımızı da yetiştirecek olan babalar.”

Bu haber 3265 defa okunmuştur.